Uzaktan Eğitim ve Online Test

Çin’de ortaya çıkan Koronavirüs salgını ile tüm dünya olarak farklı bir döneme giriş yaptık. Yaşanılan bu süreç  Türkiye’yi özellikle eğitim konusunda bilinmeze sürükledi. Vakanın en başında kurumların  belli süreli tatil olmasıyla öğrenciler, eğitim-öğretim hayatlarına geri dönüş yapacaklarını düşünseler de pandemi ilanıyla durum tahmin ettiklerinden farklı ilerledi. Aileler, öğrenci ve öğretmenler durumun çıkmazı içindeyken Milli Eğitim Bakanlığının çalışmaları ve teknoloji çağının fırsatlarıyla zaman ve mekandan bağımsız olan uzaktan eğitim süreci  herkes için başlamış oldu.

Uzaktan eğitim, çoğu kesim tarafından bilinmeyen ve uygulanmayan bir sistem olduğu için ilk yaklaşımlar şüphe yönünde oldu. Fakat döneme başlanılmadan önce her türlü tanıtım ve anlatım yapılarak aileler ve çocuklar için aşinalık sağlandı. Eğitim sürecinin ivme kazanmasıyla uzaktan eğitimin gündelik işlerin planlanmasında kolaylık sağladığına, televizyon ve bilgisayar aracığıyla etkin öğrenimini gerçekleşebilir olduğuna öğrenciler bizzat şahit oldular. Klasik eğitimden farklı olarak birçok duyu organına hitap eden uzaktan eğitim, en çok da farklı zeka tiplerine sahip çocuklara yaradı. Öğrenciler okullardaki eğitimlerde ders içeriklerini saklayamıyor ya da saklarken özel olarak çaba harcıyorken, uzaktan eğitimde  sunulan materyaller tekrar tekrar izlenilebilir şekilde hazır bulunur haldeydi. Her ne kadar bu durumun öğrenciler üzerinde tembellik ya da erteleme gibi olumsuz özelliklere yol açtığı düşünülse de, öğrenciyi kendi öğrenmesinden sorumlu tutacağına dair olumlu yorumlar daha çok göze çarptı.  Belki de süreci daha güzel hale getirebilmek için olumlu tarafıyla bakılmalı çünkü uzaktan eğitimin bu özelliğiyle öğrenciye kendi hız ve isteğine göre öğrenme fırsatı sunulmuş olundu.

Uzaktan eğitim sürecinde öğretmenler pek çok materyal üzerinden öğrencilerle etkileşim kurmaya çalıştı. Sunular, makaleler, online görüşmeler, videolar materyallerin birkaçı iken kimi öğretmen bunların yanında online test yöntemine başvurdu. Online test, bilinen birçok bilim dalının kullandığı, test dahilindeki bilgi düzeyini anlamaya yarayan bir yöntemdir. Öğretmenler, online testleri derslere göre konu başlıkları altında sınıflandırarak özel içerikler oluşturdular. Her öğrenci, kendini eksik gördüğü konulara erişim imkanına sahip oldu ve verilen bilginin görsellerle desteklenmesinde oluşan kalıcı öğrenme özelliğinden de istifade etti. Örneğin, Türkçe dersindeki yazım yanlışı sorusunda kaplumbağanın hem fotoğrafla hem sözel olarak sergilenmesi uzaktan eğitimin bir özelliği olan duyumsal pekiştirmeyi destekledi. Öğrenciler her zaman oyun oynama gibi farklı amaçlarla kullandıkları telefonlarda dersleriyle ilgili testleri çözerek eğlenirken, bir yandan da öğrenme fırsatı buldular.